12 Ağu 2013

Bayram Telaşesi...

Herkesin öncelikle geçmiş bayramını kutluyorum...

Yeni gelin olarak ilk bayramımı yaşadım ben :)

Gerçekten gelin olmak güzel bişeymiş dedirtti bu bayram bana :) Sürekli hediyeler bayramlıklar gezmeler tozmalar tam bana göre yaşasınnn :)
Bayramda yaşadıklarımı kısa kısa resimlerle anlatayım diyorum izninizle...

Geçen hafta cuma günü biricik nişanlımla bana bayramlık almaya gittik. Koton'da yaklaşık olarak 15 elbise denememin sonucu Koton'dan hüsranla ayrıldık. Çünkü denediğim elbise ya dar geliyor ya bol geliyor yada boyu kısa kalıyordu. Kısa boylu elbise giymeyi pek sevmediğim için mümkün olduğunca diz boyunda bi elbise aradım. Fakat bu isteğimi Koton'da gerçekleştiremedim maalesef. Bu hayal kırıklığı ile nişanlıma yalvarır gibi 'Ne olur buralarda bir İpekyol bulalım :( ' dedim. Oda sağolsun kahramanım beni direk Capacity'deki İpekyol'a götürdü.

Şansıma İpekyol'da %70 indirim vardı ve ben gözlerinde dolar işareti olan alışveriş canavarları gibi direk kıyafetlere saldırdım :)

Sezonda iyi para verip aldığım elbiselerin fiyatlarının bu kadar düşmüş olduğunu görmek beni her ne kadar üzsede, yenilerini daha indirimli alacağımı bilmek ayrıca sevindirdi :)

Mağazayı gezerken aradığım elbiseyi buldum ve daha deneme kabinine giderken bile o elbiseyi alacağımı bilerek denedim. Sonuç olarak elbiseyi aldık ve sevdiceğim benim aradığımı bulmuş olmamdan gayet memnun ayrıldık mağazadan... Ben beğenemedikçe oda gezmekten bitap düşmüştü garibim :(
Aradığım ayakkabıyı da aldıktan sonra bayramlık faslını geçirmiş olduk.


Hanım hanımcık olayım diye topuklu ayakkabı aldım ama kendime güvenemediğim için babet almayıda ihmal etmedim ihihi :)

Bayramın ilk günü sevdiceğim ve ailesi biricik gelinlerinin ilk  bayramına geldiler ve gelirkende bana çok güzel hediyeler getirdiler. Gelinin bayramına giderken altın götürülürmüş. Düşünceli müstakbel ailem bana bilezik almışlar. Çok mutlu oldum ve gururum ayrıca bi okşandı :)

Buda bayram çikolatam ve bileziğim :)

Bayramın ikinci günü sevdiceğimin ailesini ve akrabalarını ziyaret ederek geçirdik. Üçüncü günü ise bizim için gerçekten bayramdı :)
Nişanlımla izin günlerimiz pek uyuşmuyor. O hafta içi izin kullanırken ben hafta sonu izin kullanıyorum. o yüzden bu bayram bizim için uzun zaman sonra ilk defa tüm günü birlikte geçirme fırsatı verdi. Teşekkürler Allah'ımm :))

Florya'daki Aqua Florya alışveriş merkezine gidip Emirgan Sütiş'te tabiri caizse kuş sütü eksik bi kahvaltı ettik. Denize karşı hava ne kadar nemli olsada yanyana olmamızın verdiği keyifle sıcağı pek umursamadık.

Kahvaltıdan sonra sinemaya gidip büyük keyifle Şirinler 2 - The Smurfs 2 filmini izledik . Burdada şans bizden yanaydı çünkü sinemada ikimiz tektik :) Nişanlımın 'bana sinema kapatmadın artık' diye hava atarak ortalarda gezmeside cabası :)


Daha sonra kendimize düğün arifesinde güneş gözlükleri hediye aldık ve bunu hakettik sanıyorum :)


Buda alışveriş merkezinde olan metal sergisinde biz :) 



Canım annemin bana elleriyle diktiği elbiseyi gururla takdim ederim :)



Bu resimde nişanlımın rahmetli Turgut Özal ile olan benzerliğini göstermek içindi :)



Bu da yorgun ben .. Günün sonunda kahve içmek için oturduğumuzda zorla gülüyordum ama fotoğraf için :)



Her ne kadar çok yorulmuş olsamda çok keyifli ve güzel bi bayram tatiliydi...

Sizlerin nasıl geçti bayram tatilleri ?



6 Ağu 2013

Kitap Alışverişim #1

Merhaba,

Yeni bir seriyle karşınızdayım. Bundan sonra kitap alışverişlerimi seri olarak yayınlamaya karar verdim. Aslında öncesinde de çok fazla alışverişim var ama şimdilik bir tanesini paylaşıcam. Daha öncekileri okuduğum kitaplar olarak ayrı bir seri başlatmak niyetindeyim şimdilik ama bu yoğun düğün temposunda buna nasıl vakit bulabilirim inanın bilmiyorum :(


Her neyse konuyu amacından saptırmadan direk alışverişime geçmek istiyorum.





Bu alışverişi yanlış hatırlamıyorsam haziran ayında internetten D&R ' dan sipariş vermiştim. Zaten genellikle siparişlerimi internetten ve özellikle D&R 'dan veriyorum. Çünkü mağazasına gittiğimde fiyatların daha yüksek olduğunu gördüm. Şimdi gelelim kitaplarıma... Sırasıyla size onları tanıtayım. Ben onlara bebeklerim diyorum ve kucağıma alıp severken buluyorum kendimi. Sizde de var mı böyle durumlar bilmiyorum :)

Dan Brown -Cehennem : 

#Kitap kardeşliği etkinliği kapsamında almıştım bu kitabı. Çünkü o ayın okuma listesinde bu kitap vardı. Bir çırpıda okudum. Dan Brown 'un kitaplarını ve dilini zaten seviyorum. Daha önce Da Vinci Şifresi ve Melekler ve Şeytanlar kitaplarını okumuştum. Dahada alıp okuyacağım kitapları vardır. Çok duyduğum Dijital Kale mesela. Cehennem kitabında herkesi etkilediği gibi beni de İstanbul'da anlatılan kısımları çok etkiledi. Ayrıca İtalya aşığı olanları da büyük çoğunlukla anlattığı tarihi kısımlarıyla etkilemiştir sanıyorum. Zira Floransa tasvirleri beni bir an önce orayı görmem konusunda ikna etmeye yetti :)

Jean-Christophe Grangé-Siyah Kan :

Grangé kitaplarını çok uzun zamandır bir çok arkadaşımın elinde görürdüm methini de çok fazla duyardım ama nedense cesaret edip bir türlü alamazdım. Yoğun şiddet ve kan içerdiği düşüncesinde olduğum için sanırım :) Nihayet cesaret edip bir adet Siyah Kan edindim. Bu kitabı almamdaki amaç yazarı ilk defa okuyacağım için en sevilen kitabından başlama düşüncemdir. İnternette yaptığım araştırmalar sonucunda yazarın en etkileyici kitabı olarak gösterilmiş. Gerçi her ne kadar ilk bunu okumak istesem de #kitap kardeşliği kapsamında Kaiken kitabını alıp ilk olarak onu okumam ayrı bi muamma :) Bunu daha sonra ayrı bir postta anlatıcam. Sonuç olarak bu kitabı okumadım yorumumu okuyunca yazarım.

Zülfü Livaneli - Serenad :

Ah o nasıl güzel bir hikayeydi anlatamam... Yazarı zaten çok severek takip ederim ve kitaplarını okumaya çalışırım ama sanırım Serenad artık bende bambaşka yeri olan kitaplardan biri... Yoğun tarihi bilgiler karşısında bazen afallayarak kitabı okusam da geçmişe yönelik bilinmeyen bir sürü gizin kapısı açılıyor. Biraz klişe olacak ama bu kitap anlatılmaz gerçekten yaşanır... Sevdiğim kitapları tavsiye ederim ama bunu iki kere tavsiye ediyorum :)

Zülfü Livaneli - Kardeşimin Hikayesi :

Yine bir #kitap kardeşliği etkinliği... Gerçi ben bu kitabı kitap kardeşliği etkinliği için almamıştım. En çok satanlar listesinde olduğu için ve yazarı gerçekten severek okuduğum için sipariş vermiştim. Fakat nedense o ay -sanırım Temmuz ayıydı- okumak için kardeşlikte bu kitap seçilince ee katılmamak olmazdı :)
 Her ne kadar bir Serenad olamasa da-Serenad daha dolu dolu bir kitap iken Kardeşimin Hikayesi biraz daha film tadında idi- bu kitabında konusu gayet akıcı ve güzeldi. Hele sonundaki sürpriz ben dahil eminim herkesi şaşırtmıştır :) Hatta beğendiğim için bu kitabı hemen yenisini alarak en yakın arkadaşıma hediye ettim.Yine bir Zülfü Livaneli klasiği sonuç olarak ... Güzel ve sürükleyici...

Derviş Şentekin - Beş Parasızdım ve Kadın Çok Güzeldi :

Sevdiğim bir blogger olan Yolun Neresindeyim? in blogunda görüp sipariş verdiğim bir kitap... Yoğun bir konusu olmasa da akıcı...  Ayrıca kitabın pat diye bitmesi de beni ayrıca şok etmişti. Yazarın kar ile ilgili bi alıp veremediğimi vardı yoksa kitap dolu dolu olsun diye uzatmak amacıyla mı bilmiyorum yoğun kar tasvirleri görüyoruz kitapta. Bir kar daha nelere kadir olabilir derken buldum kendimi defalarca :)
Sonuç olarak kitap güzel fakat kitaba tam ısınmışken kitabın bitmesi biraz hayal kırıklığı yarattı doğrusu :)

Bu alışverişim şimdilik bu kadar.Alışverişlerimi vakit buldukça paylaşmaya çalışırım. Başta da dediğim gibi okuduğum kitapları ayrı bir seri olarak başlatmak istiyorum.
Ayrıca bu postun benim için ayrı bir önemi var. Gerçek anlamda ilk postum. Ben yazarken çok keyif aldım umarım sizde keyif almışsınızdır. Eğer beğendiyseniz benden yorumlarınızı esirgemezseniz sevinirim :)
Değerli yorumlarınız ilerideki post yazma sürecime olumlu etkisi olacağını belirtmek isterim.

Şimdilik benden bu kadar :)
Sevgiyle kalın...

18 Mar 2013

Merhabaların en büyüğü ...

İlk içimi döküşüm bu benim...
çok uzun zamandır blogları okur resimleri inceler kendi kendime başkalarının hayatlarında hayaller kurardım. acaba bundan sonra ne yapmıştır? acaba şimdi ne yapıyordur diye diye ...
bende yazmalıyım diye her düşündüğümde daha çok erken amaan ben ne yazıcamki şimdi der çekinir korkar ürperirdim...
hiç yazı yazmadığımdan değil ortaokul,lise,üniversite yıllarım hep yazarak geçmiştir. yatılı okudum ben tek dostum o zamanlar defterimdi..
sadece araya fazla mesafe koymuşum.en son yazdığımda üniversitedeydim taş çatlasın 20... oysa şimdi öylemi? 28 yaşıma merdiven dayadım, nişanlandım , çalışıyorum ev geçindiriyorum ve daha bir sürü şey...

Bugün sevgili +Yolun Neresindeyim? 'in blogunda kendimi kaybetmişken bende yazmalıyım dedim.bi yerden başlamalıyım...

bir başlangıç yapıyorum bugün ... belki çok acemi belkide süssüz püssüz.ama olsun benim blogum bu benim duygularım...
Umarım benimde takipçi sayım biraz artarda bi yerlerde okunduğumu bilip mutlu olurum :)

Hoş geldim bu dünyaya sıkışın bakalım banada yer vardır mutlaka..